Makale Detay

  • TÜRK BORÇLAR HUKUKUNDA CEZAİ ŞART

    TÜRK BORÇLAR HUKUKUNDA CEZAİ ŞART

    TÜRK BORÇLAR HUKUKUNDA CEZAİ ŞART

    HAZIRLAYAN: STJ. AV. CAN İŞERİ

    ÖZET

    Türk Borçlar Hukukuna göre cezai şartın ne olduğu, uygulamada hangi soru ve sorunlarla karşılaşılabileceği ve çözümlerinin ne olduğu bu makalenin temel amacını oluşturmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’na göre cezai şartın veya bir diğer adıyla ceza koşulunun indirilme yetkisi hakime verilmiştir. Fakat bu indirim yetkisi yasal mevzuatta sadece tek cümle ile belirtilmiştir. Cezai şartın indirilmesinde esas alınması gereken ölçütler uygulamada Yargıtay Kararları ile oluşturulmuştur.

    Anahtar Kelimeler: Cezai şart, Türk Borçlar Kanunu, tacir, Türk Ticaret Kanunu, tazminat, sözleşme, fer’i nitelik, zarar, indirim.

     

    ABSTRACT

    The main purpose of this article is what the penalty clause is according to the Turkish Code of Obligations, what questions and problems can be encountered in practice, and what their solutions are. According to the Turkish Code of Obligations, the authority to reduce the penal clause, or in other words, the penalty clause, is given to the judge. However, this power of reduction is specified in only one sentence in the legal legislation. The criteria to be taken as a basis for the reduction of the penal clause have been established in practice with the Supreme Court Decisions.

    Keywords: Penalty condition, Turkish Code of Obligations, merchant, Turkish Commercial Code, compensation, contract, secondary qualification, damage, discount.

    KISALTMALAR

    Bkz. : Bakınız

    E. : Esas

    HGK : Hukuk Genel Kurulu

    HD : Hukuk Dairesi

    s. : Sayfa

    TBK : Türk Borçlar Kanunu

    TTK : Türk Ticaret Kanunu

    vb. : ve benzeri

    vd. : ve devamı

    Yarg. : Yargıtay

     

    1. Giriş

              Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen cezai şart, bir borcun hiç ifa edilmemiş veya gereği gibi ifa edilmediği  durumlarda, borçlunun ekonomik bir değeri olan bir şeyi ödeme sorumluluğu olarak tanımlanabilmektedir. Cezai şart hukuki bir işlem ile taraflarca belirlenmiş olmalıdır. Bahse konu bu edim asıl borca bağlı fer’i nitelikte bir edimdir. Aynı zamanda ceza ve tazminat fonksiyonlarının olduğu doktrinde kabul edilmektedir.[1]

                Yukarıda bahsettiğimiz tanım dışında doktrinde cezai şarta ilişkin birçok tanım bulunmaktadır. Gülseven , bahse konu tanımların büyük bir bölümünü kendi eserinde belirtmiştir. Bu tanımlar aynen aşağıdaki gibidir:

     “ Cezai şart, bir mukavele olup, asıl bir borcun mevcudiyetini gerektiren tali bir borç mahiyetindedir.”  

    “ Cezai şart, yaşayanlar arasında yapılan öyle bir hukuki muameledir ki, onunla borçlu borcunun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi halinde bir edada bulunmayı alacaklıya karşı taahhüt eder”

    “ Sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmediği hallerde borçlunun alacaklıya vermeyi taahhüt ettiği para ya da ekonomik değere cezai şart denir.” 

    “Borçlu alacaklıya karşı esas borcun ifa edilmemesi veya zamanında yerine getirilmemesi halinde bir edada bulunmayı taahhüt etmesi halinde cezai şart mevcuttur.”

    “Cezai şart, asıl borç dışında yan borç doğurucu bir anlaşma olup bununla borçlu, alacaklıya sözleşmenin ifa edilmemesi veya eksik ya da kötü ifası veya kararlaştırılmış yer ve zamanda ifa edilmemesi hallerinden birinin vukuunda anlaşmada kararlaştırılmış mali karakterde bir ifada bulunmayı taahhüt etmeye denir.”

    “ Borcun zamanında ve gereği gibi ifasını temin etme ve icabında alacaklıya zararını ispat yükü olmadan belli bir tazminat alabilme imkânı sağlayan kayda cezai şart denir.”[2] 

    Amaçsal olarak incelememiz gerekirse cezai şart bir yandan borçluya borcunu ödemesi için baskı kurmayı sağlarken bir yandan da alacaklıyı, uğradığı zararı kanıtlama yükümlülüğünden kurtarmaktadır.

    Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun gereği sözleşmeden kaynaklı cezai şart, faiz gibi bedeller döviz kuru üzerinden kararlaştırılamaz.[3]

    Cezai şart TBK md. 179 vd. hükümlerince düzenlenmiş olup kanun koyucu tarafından işbu hükümlerle kavramın tanımı yapılmamış, genel nitelikte açıklamalara yer verilmiştir. Nitekim TBK md. 179 hükmü aynen aşağıdaki gibidir:

    “Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi 

    MADDE 179- Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.”

    Türk Ticaret Kanunu’nda ise kavram “sözleşme cezası” olarak karşımıza çıkmışsa da herhangi bir tanım yapılmamıştır.[4]

    2. Cezai Şartın Koşulları

                Cezai şartın koşullarını, uygulamada meslektaşlarımıza kolaylık olması açısından bu makalede aşağıdaki gibi madde madde incelenmiştir:

    • Geçerli bir asıl borç ilişkisi kurulmalı.
    • Ceza koşulu asıl borçtan bağımsız ve ekonomik bir niteliğe sahip olmalıdır.
    • Asıl borç ile arasında bir fer’ilik ilişkisi bulunmalıdır.
    • Asıl borcun tabi olduğu geçerlilik şekline uygun olmalıdır.
    • Ceza koşulu sağlararası hukuki bir işlem ile kararlaştırılmalıdır.

    Uygulamada cezai şart her ne kadar karşımıza daha çok para borcu olarak çıksa da cezai şartın konusunu her türlü edim oluşturabilir. Verme borçları, yapma borçları ya da yapmama borçları için cezai şart kararlaştırılabilir.[5]

    Ayrıca cezai şartın muaccel olabilmesi için borçlunun kusurlu olmasının yanı sıra yerleşik içtihatlara göre alacaklının da kusurlu olmaması gerekmektedir. İşbu hususa ilişkin emsal Yargıtay Kararı aynen aşağıdaki gibidir:

    “Sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın istenebilmesi için borçlunun kusurlu bulunması gerekir. Sözleşmeye aykırı davranan borçlu, sözleşme serbestliği çerçevesinde düzenlenen cezadan sorumlu olur. Ancak alacaklı tarafın da kusurlu bulunmaması zorunludur. Yani lehine ceza öngörülen yararına cezaya hükmedilebilmesi için kusurlu bulunmaması genel hukuk prensiplerindendir. Bu nedenle eldeki davada tarafların kusur durumu irdelenmelidir. Sözleşmenin, her iki tarafın ortak kusuru ile sona erdiği durumda taraflar birbirlerinden cezai şart isteyemez.”[6]

     

    3. Cezai Şartın Hukuki Niteliği

    Doktrinde cezai şartın hukuki niteliği konusunda çeşitli görüşler mevcuttur. Bunlardan biri cezai şartın ceza niteliğinde olduğudur. Cezai şartın ceza niteliğinde olduğunu savunanların gerekçesi; borçlunun borcunu ifa etmemesi ya da olması gerektiği gibi ifa etmemesi neticesinde bu borçlunun ayrıca ifa etmek zorunda kalacağı cezayı bilmesi ve bundan dolayı bir baskı duymasından kaynaklıdır.

    Bir diğer görüş ise cezai şartın sigorta niteliğinde olmasıdır. Uygulamada sigorta sözleşmelerinde sigortacı riziko gerçekleştiği takdirde sigortalının ödemek zorunda kaldığı zararı ödemektedir. Ayrıca sigorta sözleşmelerinde bu ödemeler için kusur aranmaz. Bu görüşe göre mücbir sebepler karşısında dahi zararların taahhüt altında olması ve kusur şartının bulunmaması cezai şartın sigorta niteliğinde olduğu düşünülür.

    Doktrinde üçüncü görüş ise cezai şartın götürü tazminat niteliğinde olduğudur. Bu görüşün gerekçesi; cezai şart belirlenirken uğranılacak zarar başta belirlenememekte olup belirli bir meblağ götürü olarak kararlaştırılmaktadır. Bu görüş zararın tespiti külfetinden sözleşmenin her iki tarafını da kurtarır niteliktedir.

     

     

    4. Cezai Koşulun Türleri

    4.1. Seçimlik Cezai Şart

    Seçimlik cezai şartta alacaklı ifa edilmemiş borcun aynen ifasının yanı sıra cezai şartı ayrıca talep edememektedir. Cezai şartın alacaklı tarafından ifaya zorlanabilmesi için asıl borcun ifa edilmemiş ya da gereği gibi ifa edilmemiş olması gerekmektedir. Seçimlik ceza koşulunda alacaklıya bir seçim yetkisi öngörülmüştür. Alacaklının seçim yetkisi yenilik doğurucu haklardan olup edimi değiştirici niteliktedir[7]

    4.2. İfaya Eklenen Cezai Şart

    TBK hükümlerine göre borçlu borcunu ifa etmemiş veya gereği gibi ifa etmemiş ise alacaklı borçludan hem hem ifayı hem de cezai şartı talep edebilir. Bu sayede alacaklının uğrayabileceği zararların telafi edilmesi taahhüt edilmektedir. Cezai şartın işbu türüne “ifaya eklenen cezai şart” denilmektedir. Bahse konu taleplerin bu türde birleşmesi söz konusudur.[8]

    4.3. İfayı Engelleyen Cezai Şart (Dönme Cezası)

    İfayı engelleyen cezai şart, bir diğer adıyla dönme cezası, ifayı engelleyen bir cezai şartın olması zorunda olmadan sözleşmeden dönmeyi kolaylaştırmaktadır. Sözleşmeden tek taraflı irade beyanı ile normal şartlarda dönmek pek mümkün değilken  ifayı engelleyen cezai şart ile borçlu asıl borç yerine dönme cezası bedelini alacaklıya ödeyerek sözleşmeden tek taraflı dönebilir. İşbu husus seçimlik ve ifaya eklenen cezai şartın aksine borçlunun lehine bir husustur.[9]

     

    5. Cezai Şartın Kapsamı

                Cezai şartta kararlaştırılan miktar ile alacaklının uğradığı zarar birbirine bağlı değildir. Uygulamada bazı durumlarda alacaklının herhangi bir zararı bulunmasa da kararlaştırılan cezai şart miktarı borçlu tarafından alacaklıya ödenmelidir.[10] Nitekim TBK md.180 hükmü aynen aşağıdaki gibidir:

     

     

    “Ceza ile zarar arasındaki ilişki

    MADDE 180- (1) Alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.” [11]

    Bunun yanı sıra cezai şartın tam olarak ödenmesi kuralının alacaklı lehine “ek tazminat” ve borçlu lehine “cezanın indirilmesi” olarak iki istisnası bulunmaktadır.

    5.1. Ek Tazminat

              Şayet sözleşmede alacaklı konumunda bulunan taraf cezai şartı aşan bir miktarda zarara sahipse, cezai şart ile zarar arasındaki fark borçlu tarafından tazmin edilmelidir. Nitekim TBK md. 180/2 hükmü aynen aşağıdaki gibidir:

     

    MADDE 180- (2) Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.”[12]

    Ancak alacaklı bu zarara borçlunun kusuru yüzünden sahip olmalıdır. Aksi takdirde uygulamada mahkemelerce alacaklı lehine ek tazminata hükmedilmeyecektir.

    Borçlunun kusuru TBK md.112 hükmüne göre ayrımlı şekilde alacaklı tarafça ispatlanmalıdır. İspat yükünün ağırlaştırılması nedeniyle işbu husus doktrinde eleştirilmektedir.[13]

     

    5.2. Cezai Şartın İndirilmesi

    Sözleşme serbestisi ilkesi neticesinde sözleşmenin tarafları cezai şartı diledikleri gibi kararlaştırabilirler. Yasal düzenlemelerde cezai şart için bir üst sınır bulunmamaktadır. Fakat TBK md.182/3 hükmü bu ilkeye bir istisna getirmektedir. İşbu hüküm aynen aşağıdaki gibidir:

    “ MADDE 182- (3) Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.”

                Cezai şartın bu hükme dayanılarak indirilmesinde borçlunun herhangi bir talebi aranmaz. Cezai şartı aşırı gören hakim ilgili meblağı re’sen indirebilir.

                Yargıtay’ın cezai şartın indirilmesi hususunda kriterler belirlediği bazı kararları vardır. İşbu hususa ilişkin emsal Yargıtay Kararı aynen aşağıdaki gibidir:

     “Bir olayda, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığı belirlenirken; tarafların ekonomik durumları, özel olarak borçlunun ödeme gücü, alacaklının, asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı, ölçüt alınmalı ve sonuçta hak, adalet ve nasafet kurallarına uygun bir cezai şart miktarına hükmedilmelidir. Hâkimin, bu kuralı uygularken kullanacağı takdir hakkının, Yargıtay denetimine elverişli esaslara dayanması da zorunludur. Yine, fahişliğin belirlenmesinde, cezai şartın borcunu yerine getirmesi için borçlu üzerinde, hukuk düzeninin izin verdiği ruhsal bir baskı aracı olduğu da gözden kaçırılmamalı, bu bir baskının ortadan kaldırılmasına yol açacak biçimde indirimden kaçınılmalıdır.”[14]

     

    5.3. Ticari İşlerde Cezai Şart

    Ticari işler yönünden cezai şarta ilişkin TTK hükümlerinde istisnai bir düzenleme bulunmaktadır. TTK md. 22 hükmü aynen aşağıdaki gibidir:

    “Ücret ve sözleşme cezasının indirilmesi

    MADDE 22-  Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.”[15] 

     

    İşbu hükmün varlığı neticesinde tacir hakimden cezai şartın indirilmesi talebinde bulunamaz. Ayrıca TTK md.18 hükmünde düzenlenen basiretli tacir olma kuralı da bu hususun doğal bir sonucudur. Borçlu tacir sıfatına haiz olduğu takdirde basiretli iş insanı olarak cezai şartın belirlenmesinde dikkat etmelidir.[16]

     

    Kaynakça

    Akkoyun, M. Türk borçlar hukukunda ceza koşulunun indirilmesi.

    Başar, D. (2018). İfaya Eklenen Cezai Şart. Dicle Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Dicle Adalet Dergisi2(4), 49-77.

    Cansel, E., & Özel, Ç. (2013). Türk Borçlar Hukukunda Ceza Koşulu. Journal of Yaşar University8, 713-734.

    Gülseven, H. (2016). Türk Hukukunda cezai şartın indirilmesi (Master's thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

    Karslıoğlu, H. (2022). Karşılaştırmalı Hukukta Hâkimin Ceza Koşulunu İndirme Yetkisi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi7(12), 109-138.

     

    Elektronik Kaynakça

    https://www.lexpera.com.tr “Yargıtay Kararları”

    https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Borçlar Kanunu”

    https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Ticaret Kanunu”

    https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun”

     

     

     

     


    [1] Cansel “Türk Borçlar Hukukunda Ceza Koşulu” s.713-714-715

    [2] Gülseven “Türk Hukukunda Cezai Şartın İndirilmesi” s.6

    [3] https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Kanun”

    [4] https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Borçlar Kanunu” “Türk Ticaret Kanunu”

    [5] Cansel s. 718

    [6] Yarg. Kararı HGK., E. 2021/191 K. 2023/289 T. 29.3.2023

    [7] Akkoyun “Türk Borçlar Hukukunda Ceza Koşulunun İndirilmesi” s.51-52

    [8] Başar “İfaya Eklenen Cezai Şart” s.60-61

    [9] Akkoyun s.58-59

    [10] Cansel s. 731

    [11] https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Borçlar Kanunu”

    [12] https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Borçlar Kanunu”

    [13] Cansel s.731

    [14] Yarg. Kararı HGK., E. 2013/1108 K. 2014/768 T. 15.10.2014

    [15] https://www.mevzuat.gov.tr “Türk Ticaret Kanunu”

    [16] Karslıoğlu s.119-120